2021 in ilk ayında sahip olduğum ama Covid-19 salgınından dolayı bir türlü kullanma fırsatı bulamadığım FUJIFILM X-100V makinemi sonunda bu yaz gezilerimde uzun uzun kullanma fırsatı bulabildim.
Gezi yazılarımı okuyanlar bilir ki hiç bir zaman şuraya gidin, şu yiyeceği mutlaka şu sokağın başındaki satıcıdan tadın vs gibi önerilerde bulunmam. Bu yazımda da X-100V nin teknik özelliklerinden bahsetmeyeceğim. Teknik detaylar binlerce sitedeki yazılarda, YouTubeda binlerce videoda zaten var. Ben bu teknik özelliklerin bendeki etkisini anlatacağım.
Buyrun okumaya başlayalım.
NE KADAR HAFİFSEN O KADAR ÇOK FOTOĞRAF ÇEKERSİN!
Hızlı ve radikal bir karar alarak 16-35 F4 lensimi satarak 35mm F2.8 lens aldım ve full frame makinem ile 2019 da Pakistan’a gittim.
Amacım sokaklarda hafif olmak. Hele ki orta Asya ülkelerinde.
İşe de yaradı. Ciddi anlamda hafiflemiştim. En azından gün ortasında yorulduğum için makineyi boynumdan çıkartıp çantaya koymuyordum. Ama yine de 1Kg ye yakın bir kütle boynumda asılı duruyordu. Gövde + 35 F2.8 lens 745g
Tabi insan daha da hafiflemek istemiyor değil. Çünkü ne kadar hafifsen o kadar çok fotoğraf çekebilirsin. İşte tam da bu noktada yarım kilodan hafif (478g) X-100V tercih nedenlerimden birisi oldu.
Bu hafifliği bir de Peak Design‘ın bilek askılığı eklenince X-100V artık sizin bir parçanız oluyor, elinizi kaldırmanız yeterli fotoğraf çekmek için.
En kısa zamanda Peak Design’ın boyun askısını da alacağım.
MUSON YAĞMURLARINDA FOTOĞRAF ÇEKEBİLMEK
. |
1 – 5 Ağustos Bangladeş Dakka, 5-9 Ağustos Hindistan Kalküta ve 9 -14 Ağustos Nepal Katmandu. Tam da Muson mevsimine denk geliyor gezilerim. Tıpkı 2019 Pakistan ve 2018 Hindistan gezilerimde olduğu gibi. Hava güneşli açık fakat bir anda hava kapanıyor ve güzel bir yağmur başlıyor. Bu durumda yapacağınız tek şey bir yerlere sığınmak. Ama X-100V nin hava koşullarına dayanıklı oluşu sizi sığınacak yer aramak yerine çantanızdan yağmurluğunuzu çıkartıp giydiriyor. Tabi ki bu yazdığım kadar kolay bir şey değil daha doğrusu ufak bir işlem yapmanız gerekiyor. X-100V nin lensi netleme yaparken ileri geri hareket ettiği için bu hareket eden bölgeden suyun sızmaması için bir önlem alınması gerekiyor. AR-X100 lens adaptörü artı 49mm UV filtre. Şimdi her yağmur yağdığında çantadan çıkar tak, yağmur geçince sök çantaya koy? Hayır. Ben sürekli olarak takılı olarak kullandım. Her yağmur başladığında bu işlemi yapmadım. Bu arada AR-X100 dışında yine aynı işlevi gören farklı markaların, farklı tipte ürünleri de var, bunları da kullanabilirsiniz. |
SENİ ANALOG BİR MAKİNE KULLANIYOR SANMALARI
Fujifilm’in retro görünümlü makineler üretmesi ve X-100V nin de tam olarak eski filmli bir makine görünümünde olması sokakta fotoğraf çekerken pek de bir avantaj sunmuyor açıkçası 🙂
Fakat sokakta fotoğraf çekerken kocaman bir makine ve lensi konuya çevirdiğin zaman karşı taraf seni hemen fark ediyor, ya poz vermeye kalkıyor, gülüyor el sallıyor yada fotoğrafını çektirmiyor.
X-100V ile durum tam tersi. Fotoğraf çektiğini görmüyor, görse de umursamıyor.
X-100V nin retro görünümü şu işe yarıyor; fotoğrafçı mıknatısı. Kafede otururken X-100V yi masaya koyduğunuzda yada boynunuzda asılı iken sizi gören bir fotoğrafçı hemen yanınıza gelip sizinle tanışmak istiyor.
TASARIMI HAKKINDA KISACIK BİR CÜMLE
X-100V nin tanıtım videosunu izlemeyenler buraya tıklayarak izleyebilir. X-100 serisinin tasarımında görev alan mühendislerin fotoğrafçı olması her detayında her özelliğinde kendini belli ediyor.
FİLM BENZETİMLERİ
Fujifilm’in yıllardır analog makinelere üretmiş olduğu efsane filmlere saygı olarak tüm makinelerinde bir çok film benzetimlerine yer vermekte, buna ek olarak kendi reçetenizi de oluşturup benzetimler yaparak fotoğraf çekebilmeniz cabası. Açıkçası ilk başlarda hoşuma gitmiş olsa da bu özelliği pek fazla kullanmıyorum. Renkleri daha sonra bilgisayar başında Lightroom ile yapmaktan daha çok keyif alıyorum. Yine de bir çok kullanıcı hazır benzetimleri ve kendi reçetelerini kullanıp fotoğrafı işlemeden kullanıyor.
Fakat siyah beyaz benzetimleri gerçekten çok başarılı. Son gezimden döndükten sonra bir pişmanlığım şu oldu; keşke her ülkede bir günümü sadece siyah beyaz çekerek geçirmiş olsaydım.
ESKİ ALIŞKANLIKLARIM
Eski makinemden gelen iki alışkanlık vardı. Birincisi IBIS rahatlığı diğeri de yüksek ISO’lara çıkmama, yüksek iso dediğim de 640 ve üstü ISO’lara ÇIKAMAMA.
Alışkanlıkları bırakana kadar maalesef bazı zorluklar yaşıyorsunuz ve bu zorluklarda çektiğiniz fotoğraflara yansıyor. Titrek bir elim yok ama bir cerrahın eli gibi de değil. Biraz ağırlık bindi mi üstüne ister istemez farkedilmese de titreme oluyor. İşte X-100V nin hafifliği bu titremeyi en aza indirse de IBIS’in olmaması 1/100 enstantane altına inme diye beynim sürekli sinyaller gönderiyordu. İnme tamam ama bu sefer de ISO’yu yükseltmek gerekecek.
Yükselt yükselt hiç sorun değil.
Bırak şu eski alışkanlıklarını. Çık 1.000 ISO’ya yetmedi mi 1.250 ISO’ya çık.
MUTLUYUM. MUTLUSUN. MUTLU.
X-100V size gerçek dünyaya açılan bir kapı sunuyor. Aslında tüm FujiFilm makineler sunuyor bunu X-100V ye özel bir durum değil. Takip edenlerin hatırlayacağı gibi “Neden FujiFilm Instax Share Sp-2 Aldım?” diye bir yazı paylaşmıştım. Merak edenler buraya tıklayarak okuyabilir.
Bazen küçük hediyeler insanları mutlu eder. Sokakta fotoğraflarını çektiğim kişilerle dillerini bilmesem de mutlaka sohbet ederim, çektiğim fotoğrafları onlara gösteririm.
Artık FujiFilm’in Instax yazıcısı ile çektiğim fotoğrafları hemen oracıkta bastırıp hediye de ediyorum ve bunu X-100V de tek bir tuşa yaparak hallediyorum.
En son Bangladeş Dakka’da demiryolu kenarında kurulmuş bir gece kondu mahallesinde yüz yaşına merdiven dayamış bir amcanın fotoğrafını çektim. Çektikten sonra da makinenin ekranında fotoğrafı gösterdim. İlk başta anlamadı. Çevresindekiler ona ekranda gördüğü şeyin kendisi olduğunu söyleyince önce şaşırdı, sonra gülümsedi.
Yüzündeki o ifadeyi görünce hemen çantamda Instax yazıcımı çıkardım ve gördüğü fotoğrafı bastırıp verdim. Bomboş beyaz bir kağıt parçasına baktı, baktı anlam veremedi. Daha sonra o boş beyaz kağıt üzerinde kendi silüeti belirlemeye başlayınca daha yakından bakma ihtiyacı hissetti. En son fotoğraf kağıt üzerinde gelişmesini tamamlayınca çevresindekilere göstermeye başladı. Kızı olduğunu tahmin ettiğim bir kadın, bizi Bangladeşte gezdiren arkadaşa şunu demiş “daha önce hiç resmim olmadı”
Bir kez daha ne kadar doğru bir tercih yaptığımı anladım. O mutluydu. Ben ondan daha da mutluydum.
Şimdi yazarken aklıma geldi. Instax yazıcı ile yaşadığım güzel anları da bir yazıda sizlerle paylaşayım. Evet güzel fikir 🙂
SONUÇ OLARAK
Bundan önce sahip olduğum fotoğraf makinelerine ben “hadi kalk gezelim” diyordum.
Şimdi X-100V diyor.
Eksikleri yok mu hiç?
Tabiki var. En başta fiyatı çok yüksek maalesef.
Pozlama telafi çarkı biraz daha sert olabilir yada kilit mekanizması eklenebilir.
Silme tuşu çok tehlikeli. Hem de çok.
Peak Design bileklik ile kullanırken sorun olmasada, boyna asılı iken büyük ellerle tutmak için bir miktar gripte çıkıntı aramıyor değil insan.
Yedek batarya şart. En az bir tane yanınızda olması lazım.
TAVSİYE
Bugüne kadar tüm gezilerimde ne olur ne olmaz diye yanımda hep yedek bir makine taşıdım. Eğer imkanınız varsa siz de mutlaka yedek bir makine taşıyın.
Bu gezimde de yanıma FujiFilm X-S10 modelini götürdüm. Aslında X-S10 bir tercih değildi, makineyi emanet olarak almıştım ve tek seçenek buydu.
X-100V nin vermiş olduğu mutluluk ve memnuniyet sonrası yedek makine olarak X-E4 almayı planlıyorum.
Tabi ki de gümüş renkli..